Okuma Merakı; Okurken Yeniden Yaratılış

Kitap yaratılır; yaratılan kitap, yaratılmadan önce yazarını yeniden yaratır. O nedenle zaten her kitap bir dünyadır ve her kitapta o kitabı yazan yeni bir dünyayı yaşar. Yazar, yapıtını yazmadan önce sürekli okur, araştırır; beyin ve duygu gücünü en son aşamasına kadar zorlar ve en sonunda bilgi, deneyim ve akıl gücünün olgunlaşmış meyvelerini yapıtındaki satırlara döker.

Mustafa Kemal Atatürk de sürekli okuyan bir insandı3. Daha erken yaşlardan bu yana okumaya ve araştırmaya son derece meraklıydı. Okuduğunu yaşıtlarıyla tartışmaktan son derece hoşlanırdı. İlgi alanları sürekli gelişti, genişledi ve değişti. Tarih ona deneyimlerini aktarıyor, geçmişle günü arasında neden-sonuç ilişkisini gözlerinin önüne koyuyor, geleceğe ilişkin kestirimlerde bulunmasına olanak sağlıyordu. Edebiyat ve felsefe sorgulatıyor ve duygu dünyasını, dünyaya bakışını genişletiyordu. İktisat, siyaset bilimi ve sosyoloji yaşadığı dünyayı anlamasını sağlıyordu. O yalnızca öğrenmiyor, bu kitapların ortaya koyduğu verilerden hareket ederek, gündelik siyaseti, stratejileri algılıyordu. Bu nedenle de yalnızca bilgiyi tüketmiyor, kafa yorarak, o bilgiyi algılama gücüyle birleştiriyordu.

Kitaplar, dupduru kaynak sularını cömertçe akıtan pınarlar gibiydi. O, bu pınarlardan kana kana içerek sularını dimağına akıttı. Bu kaynaklardan fışkıran bilgiler o tarihsel kişiliği sürekli besledi. Olaylardan, olgulardan ve kişilerden etkileniyor, düşünce yapısını olgunlaştırıyordu4. Bu öğrenmeye, algılamaya ve giderek duyumsamaya dayanan süreç, gün geldi, Mustafa Kemal gibi bir dehayı yarattı. Sonra da O deha; her biri bir anıt olan yapıtlarını yazdı. Ulusuna en değerli armağanlarından birisi olarak bu değerli kalıtı olarak ortaya koydu… Burada, O’nun tarih okurken, Vasıf Bey’in (Çınar) “Niçin bu kadar çok okuduğuna” ilişkin verdiği soruyu anımsatalım: Ben çocukken yoksuldum. İki kuruş elime geçince bunun bir kuruşunu kitaba verirdim. Eğer böyle olmasaydım, bu yaptıklarımın hiç birisini yapamazdım”…

Doğruydu; çünkü Mustafa Kemal her kitabın imbikten süzülmüş bir hayat olduğunu biliyordu; her kitaptan bir hayatı alıyor, o hayatı kendi bedenine katıyor; düşünce dünyası genişliyor; olayları algılaması derinleşiyordu… Mustafa Kemal okudukça, yeniden Mustafa Kemal oluyordu…


3- Gürbüz Tüfekçi, Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar, Türkiye İş Bankası yay., İstanbul, 1983. Yine bkz. Leman Şenalp, “Atatürk’te Okuma Tutkusu” , Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, V/14, (1989), s.s.369-377; Sadi Borak, “Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar ve Kitaplığı”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, IX/25 (Kasım, 1992), s.s.72-83; ayrıca bkz: Atatürk’ün Okuduğu Kitaplar, (24 Cilt), Anıtkabir Derneği yay., Ankara, 2001.
4- Şerafettin Turan, Atatürk’ün Düşünce Dünyasını Etkileyen Olaylar, Düşünürler, Kitaplar, TTK yay., Ankara, 1981.

Kemal ARI

ÇTTAD, V/13, (2006/Güz)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATATÜRK'ÜN AMERİKALI KADIN GAZETECİ GLADİS BAKER'E VERDİĞİ MÜLÂKAT

Atatürk’ün Samsun’daki Evi

MADAM CORİNNE'E MEKTUBU