MAHALLE KAVGALARI

Mustafa Kemal'in evinin önü genişce idi. Ekseriya çocuklar burada toplanır, oynardık. O daima penceresinde, elinde bir kitap ile vakit geçirir ve arada sırada çıkan çocuk kavgalarında hakem vazifesini görür, gürültücüleri yatıştırırdı.
Her çocuğun kendisini men edemediği oyunlara onun girdiği görmedim. Ya seyirci kalırdı, yahut elindeki bir çubukla yerde birtakım çizgiler çizer, resimler yapardı. Güreşi çok severdi. Kendi güreşmezdi, fakat çocukları güreşe teşvik eder, tatlı tatlı seyrederdi. Kuvvetli çocuklara kıymet verirdi.
Bilmem başka şehirlerde de var mı idi?
Seliinik'te, bilhassa Ramazan gecelerinde mahalle delikanlıları ve çocukları arasında adeta muharebe yapılırdı. Bu bakımdan Islahhane, Koca Kasırnpaşa, Akçamescit ve Yenikapı mahalleleri kuvvetli ve itibarda idiler. Bu iddialı muharebelerde sopa ve taş rol oynardı.
Islahhane ve Ahmet Subaşı mahalleleri arasında cereyan eden bir gece muharebesinde lslahhanenin harp karargahı Mustafa Kemal'in kapısı önüne rastlamış idi. Kendisi de kapısı önünde benimle konuşuyordu.
Salih Bozok, Ahmet Subaşı tarafında idi. Harp kızışmış idi. Karşıda Komite Hasan adında tehlikeli bir delikanlı var idi. Bizim tarafta da cesaretiyle meşhur Kurt Hüseyin harbi idare ediyordu. İki tarafın keşif kolları ilerlemeye cesaret edemiyor, tirbirlerinden çekiniyorlardı. Bir aralık Nohutçu Arap Hasan geldi:
-Ne oluyor?
Diye Arap şivesiyle vaziyeti sordu.
Mustafa Kemal'in:
-İki taraf da birbirinden çekinmektedir. Hangi taraftan bir tek çocuk ani ve seri bir hücum yaparsa öbür tarafı mağlup edecektir! Demesi üzerine Arap Hüseyin'in çocuklardan birisinin elindeki, "lobuf' tabir edilen bir sopayı kapmasıyla hücum etmesi bir oldu ve bu suretle harp kazanıldı.
Ortalık kızışmıştı. Biz de vaziyeti takip ediyor, ağır ağır ilerliyorduk. Bir çıkmaz sokağın başına gelmiş idik. Bir gölge gördük. Ben elimdeki iki kiloluk taşı bu gölgeye doğru atacak vaziyet almış idim. "Of Of " diye gölge haykırdı. Bağıran Salih idi. Halbuki taş henüz benim elimde bulunuyordu. Mustafa Kemal bu hadiseye bayılmış idi. Arkadaşımız Salih'le bir araya gelince hadiseyi tekrarlatır, alay eder, gülerdi.
Hatta Cumhurbaşkanı olduktan sonra bile, Atatürk, bazı geceler Çankaya Köşkü'nde bu hadiseyi bana naklettirir ve Bozok Salih'le eğlenirdi. Görülüyor ki onda kumandanlık ruhu, daha çocukluğunda bile ilk işaretlerini venneye başlamış bulunuyordu.
Mustafa Kemal küçüklUğUnde de büyük insan idi. O kadar ki kendisinin hatta çocukluğunda dahi çocuk olmadığı söylenebilir.
Asaf İLBAY
 "Atatürk'ün Hususi Hayatı", Tan Gazetesi Yıl: I, Sayı: 175, 11 Haziran 1949, s.2

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MADAM CORİNNE'E MEKTUBU

ATATÜRK'ÜN AMERİKALI KADIN GAZETECİ GLADİS BAKER'E VERDİĞİ MÜLÂKAT

Atatürk’ün Samsun’daki Evi